“Dağlardan maksat bilginler, ilaçtan maksat şifa veren söz, ölüden maksat bilginlerin sözleriyle canlanan cahillerdir...”
Muhtemelen III. yüzyılda Hint hüküm- darlarından birinin oğullarını eğitmekle görevlendirdiği bir Vişnu rahibi tarafından şehzadeler için hazırlanan “Pançatantra” (beş düşündürücü nasihat) adlı kitap, daha çok tanınan ismini Karataka ve Damanaka adıyla anılan iki çakal kardeşten almaktadır (Pehlevice Kelileg ve Dimneg). İbnü’l Mukaffa (ö. 759) tarafından “Kelile ve Dimne” adıyla Arapça’ya tercüme edilen bu kitap hemen hemen tüm dünya dillerine çevrilmiş olup, yüz yıllardır okunmaktadır.
Soner Yalçın, Türk basınının “araştırmacı-gazeteci“ lik dalında en başarılı kalemlerinden biridir. Yakın tarihimizle ilgili konuların, olayların ve şahısların değişik yönlerden anlatıldığı, ilgiyle okunan çok sayıda kitabı ve yazıları vardır. Marksist ve sosyalisttir, ulusalcıdır. Doğal olarak olaylara ve konulara genellikle bu açıdan bakar ve yorumlar. Ancak 29 Ocak’taki “Kürsüdeki Hanım” başlıklı yazısı fikri ve siyasi taraftarlığın sınırlarını da aşıyor, tarihi ve toplumsal gerçeklerin ideolojik bir taassup duygusuyla reddi anlamına geliyor.
Soner Yalçın Nursumangül Abdürreşid isimli Doğu Türkistan’lı genç kızın İYİ Parti’nin Meclis Grubu’ndaki konuşmasında söylediklerinin kesinlikle doğru olmadığını düşünüyor; daha ötesinde bunların Çin’e yönelik CIA kaynaklı dezenformasyon faaliyetlerinin bir parçası olduğunu, benzerinin Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliği’ne karşı da uygulandığını iddia ediyor: “Sovyetler Birliği’ne yapılan espiyonaj-dezenformasyon faaliyetleri bugün Uygurlar üzerinden Çin’e yapılmıyor mu?”
MİLLİYETÇİ, VATANSEVER BİR MÜTEFEKKİRİN ARDINDAN
Nuri GÜRGÜR
Korona salgınının esir aldığı insanlığın ve ülkemizin üzerinden bir kabus gibi geçen, çok değerli gönül dostlarımızın art arda aramızdan ayrıldığı, gam ve kasvetle dopdolu 2020 yılının ardından, yeni başlayan yılın erken saatlerinde yüreğimiz bir kere daha yandı. Yarım asırlık dostum, gönüldaşım, ülküdaşım, yol arkadaşım Alaaddin Korkmaz, üç haftadır Kovid teşhisiyle tedavi edildiği hastanede, bu dünyadaki misafirliğini tamamlayarak darı bekaya intikal etti.
Uzun yıllar Millî Eğitim ve Kültür Bakanlığı kadrolarında idareci olarak çalışan, Ankara’da Türk milliyetçisi gençlerin kurduğu Üniversiteliler Kültür Derneği bünyesinde yer alan, Ülkü-Bir’de görev almış, Türk Ocaklarının 1986’da yeniden hayata geçirilişinde Orhan Düzgüneş Hocamızın ilk kurucu kadrosunda bulunan Türk Ocakları Genel Merkez Danışma Kurulu üyesi Alaaddin Korkmaz Hakk'a yürüdü.
Allah rahmet eylesin, mekânı cennet olsun. Ailesine, sevenlerine ve Türk Ocakları camiasına sabır dileriz.