Genel Başkanımız Prof. Dr. Mehmet ÖZ'ün 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Mesajı:
 
Büyük Türk Milleti,
 
Yaklaşık yüz yıl önce, Türk milleti, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde büyük bir azim ve kararlılıkla Millî Mücadelesini zaferle taçlandırmış, ardından, bu topraklarda Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı safhalarından sonra, devletini ve milletini geleceğe taşıyacak bir kararla Cumhuriyeti ilan etmiştir. Bu tarihî tecrübe bugün için bizlere bir ders niteliğindedir. Payitahtı işgal edilen, orduları terhis edilen, Orta Anadolu’ya sıkıştırılan milletimiz; adeta yeniden bir Ergenekon destanı yazdığı Millî Mücadelede milleti kurtaracak olanın milletin azim ve kararı olduğu, millî iradenin esas alındığı ilan edilmiş, Cumhuriyetin ilanıyla da bu tescillenmiştir.
 
Ülke ve bölge olarak ateşten çemberden geçtiğimiz bir dönemeçte Cumhuriyetimizin ilanının 93. yıldönümünü idrak etmekteyiz. Bu vesileyle büyük Türk milletinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyor, bu toprağı kanları ve canlarıyla vatanlaştıran ecdadımızı, başta cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, Türk milleti, devleti ve mukaddesatı için canları veren aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
 
Aziz Türk Milleti, değerli Türk Ocaklılar,
 
Tarihimiz bizim için bir ibret ve ilham kaynağıdır. Geçmiş geri getirilemez ama iyi incelenir ve ders alınırsa bizi başarılı bir geleceğe taşımakta çok hayatî bir dayanak teşkil eder. Cumhuriyetin nasıl ve hangi şartlarda kurulduğunu anlayıp idrak edemezsek onun gelişmesi ve bugünün gereklerine uygun şekilde geliştirilmesi ve geleceğe taşınması konusunda da başarılı olmamız mümkün değildir.
 
Şunu ifade etmeliyim ki, Türkiye’yi ileriye götürmek istiyorsak “Türk milleti”, “milli devlet”, “cumhuriyet” gibi kavramları asla tartışmaya dahi açmamalıyız. Geçmişimiz; yanlışıyla doğrusuyla, zaferiyle yenilgisiyle, başarılarıyla başarısızlıklarıyla bizimdir, bizim kimliğimizdir. Tarihimize elbette sadece övünmek için değil, eleştirel bir bakışla ve ders almak için de bakacağız. İleriye gitmek, Türk devletini yeniden öncü ve önder yapmak istiyorsak geçmişin muhasebesini gerçekçi bir şekilde yapmak şarttır. Ancak bunu yaparken millî değerlerimizi, tarih büyüklerimizi ve Cumhuriyetin kurucusu Atatürk’ün aziz hatırasını rencide edecek ima ve ifadelerden kesinlikle kaçınacağız. 
 
Son birkaç yıldır yaşanan gelişmeler neticesinde, bölücü terörle müzakere değil mücadele edilmesi gereğinin anlaşılması son derecede önemlidir. Yine, devlet içindeki paralel yapılanmanın yol açtığı tahribatın 15 Temmuz’da bir darbe girişimiyle zirveye varması da devlet anlayışımızın temel ilkeleri olarak adalet, liyakat ve millî irade konusunda bir mutabakat ortamı meydana getirmiştir. Öte yandan, sistem tartışmalarının bunu zedelemesi ise üzüntü vericidir. Devletimizin kuruluş felsefesi doğrultusunda anayasada değişiklik yapılabilir ve yapılmalıdır. Ancak burada ayrışma ve kutuplaşmaya yol açılmamalı ve demokratik hukuk devleti çerçevesinde millî, üniter devlet yapısından asla taviz verilmemelidir.
 
Irak ve Suriye’de Türk Devletinin tarihî sorumluluğuna uygun bir siyaset çizgisine gelinmiş olması memnuniyet vericidir. Bununla birlikte Türkiye’yi terör örgütünün Suriye uzantısıyla birlikte hareket etmeye zorlama girişimleri devam ediyor. Buradaki kararlı tutumdan asla geri adım atılmamalıdır. Yine Suriye’de ve Irak’ta Türkmen güçlerinin sahada etkili olması için daha anlamlı ve kapsamlı bir planlama ve icraatın gerektiği de ortadadır. Türkiye’nin maalesef bugün dile getirmeye başladığı Musul-Kerkük meselesi açısından da hayatî önemi olan bu konuda bugüne kadar yapılanlar yeterli olmamıştır.
 
Önümüzdeki süreçte devlet ve millet olarak daha çok birlikte ve istişare ile hareket etmeye ihtiyacımız olacaktır. Yaşananları da dikkate alarak Cumhuriyetimizi ve demokrasimizi güçlendirmeliyiz. Bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyet bayramınızı tebrik ediyor, devletimizin bekası ve milletimizin birliği yolunda her türlü zorluğun üstesinden geleceğimize yürekten inandığımızı ifade etmek istiyorum.