http://haber.stargazete.com/yazar/turk-milliyetciligine-yeni-hedefler/yazi-774416
On yıldan fazla oluyor: Paris’te “şehir turu” yapıyorduk. Aracımızı kullanan Fransız şoför trafikte tartıştığı başka bir aracın simsiyah derili sürücüsüne bağırıp çağırmaya başladı ve herhalde adamı biraz daha aşağılamak için “sen kendi ülkende de böyle mi araba kullanıyorsun?” diye sordu yüksek sesle. Siyah derili adamın cevabı bizimkini bir anda sus pus yaptı; hiç unutmuyorum o anı. Ağız dalaşını sona erdiren cevap şuydu: “Ben Fransızım!”
Cezmi Bayram’ın geçtiğimiz aylarda yayınlanan -ama maalesef değeri ölçüsünce yankı uyandırmayan- “Türk Milliyetçiliği -Tarihî Seyri, Yeni Hedefleri” kitabını okurken bu hikâye aklıma geldi. Çünkü bizdeki “Türk kimliği” anlattığım hikâyedeki Afrika kökenli şoförün (bile) benimsediği Fransız kimliğine muadil bir siyasal-kültürel kimlik olarak konsolide edilemedi. Buna bağlı olarak milletin bütünlüğünü ve toplumsal barışı tehdit eden ciddi problemler meydana çıktı. Bu problemlerin çözümü için de farklı farklı öneriler ortaya atıldı; seksen yıldır bu çözüm önerileri üzerinde tartışıyoruz, kimi zaman da kavga ediyoruz.