Türk Dünyası'nın kadim dönemlerinden bugüne kadar kutladığı Nevruz bayramı, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne Sibirya’dan Ortadoğu'ya kadar yayılmış olan Türk soylu halkların ortak kültür varlığının en büyük sembollerinin başından gelmektedir. Baharın gelişini müjdelemesinin yanı sıra Türk tarihine mal olmuş pek çok hadisenin başlangıcını oluşturmaktadır. Bu çerçeveden bakıldığında Türklerin Ergenekon’dan çıkışının yıldönümü olarak geniş Türk coğrafyasında da kutlanmaktadır. Istanbul Türk Ocağı olarak, bütün Türk Dünyası’nın Nevruz bayramını Türkiye'de faaliyet gösteren Türk dünyası dernek ve vakıflarını bir araya getirerek coşkuyla kutladık. Uzak ve yakın coğrafyamızda yaşanan zulmun son bulması için arşa dualar yükselttik.Ak pürçekli analarımızı ak sakallı dedelerimizi önümüze kattık, uçmağa varan şehitlerimizin, gök ekini biçmiş misali gidenlerin ardından rahmet diledik. Hüznümüzü düşman çatlatırcasına umut uçurtmalarına takıp bilinmezliğe yolladık. Binlerce yıllık destan zincirine yeni halkalar eklemek üzere and içtik. Binbir renk binbir rahiyayı buluşturduk birdik bin olduk, diri olduk. Hürriyete türkü yaktık; Kerkük olduk,Halep olduk, Kırım olduk, D.Türkistan olduk.Karabağ'ı, Kıbrıs'ı zaten hiç unutmadık. Yurda döndük horon kadar Karadeniz, zeybek kadar Ege, karşılama kadar Trakya, halay kadar, bar kadar, semah kadar Doğulu ve birlikte Türkiye ve Türk milleti olduk.Zalime dert mazluma sığınak olmak üzere bilendik. Hiç bitmese dediğimiz bir bayram geçirdik ama mecburen helalleştik.
Leyla Gencer Opera ve Merkezi, Osmaniye/Bakırköy saat 20:00
İstanbul Türk Ocağı, Yönetim Kurulu, Danışma Kurulu ve Gençlik Kolları ile kahvaltıda bir araya geldi. Danışma kurulu mihmandarlığıyla gerçeşleştirilen kahvaltıda geçtiğimiz dönem değerlendirildi.Gelecek dönem ile ilgili istişarelerde bulunuldu.Aile sıcaklığı havasında geçen Ocak içi kaynaşmaya, karşılıklı İyi dilek ve temenniler iletilmesine vesile oldu.
Son yıllarda ülkemizde "Misafirperver", "Sıcak", "Merhametli", "Anlayışlı" vs. karakteristik özelliklerimizden tereddüt ettirecek derecede cinnet halinin işaretleri olarak; özellikle aleni şiddet, tecavüz ve taammüden iskence ederek cinayet vakaları artmıştır. Son olarak Özgecan'ın hunharca katledildiğini teessürle öğrendik. Failleri kınıyor ve yetkililerden eşi benzeri görülmemiş patolojik vakalar karşısında aile ve sosyal politikaları,eğitim ve din hizmetlerini ve hatta ceza kanununu gözden geçirmeye davet ediyoruz.