
Akif Karaca hali hazırda sorun olan ve ilerleyen donemde de devam edecek olan bir konuyu degerlendirdi. 2011 de arap baharı olarak adlandırılan savaşlar bugünkü durumu oluşturdu. Bu donemde Suriyeli insnalar akın akın sınırlara geldi. Hükümet ilk olarak 100 bin mülteci beklerken şuan resmi rakamalara göre 3 milyon 450 bin mülteci ülkemizdedir. Gelen insanlar şartlı mülteci olarak adlandırılmaktadır. Mülteci ise avrupadan gelenlerdir.

10 Kasım 2017 Cuma tarihinde Türk Ocakları 105. Yıl Sohbetleri’nin bu haftaki programı İstanbul Türk Ocağı konferans salonunda gerçekleşti. Konferansın konusu Ocağımızın kurucularından Hamdullah Suphi Tanrıöver’in çabalarıyla ilişkilerimizin şekillendiği Gagauzya Türkleriydi.
Konferansta ilk sözü alan araştırmacı Şamil Kucur Moldova’da yer alan Gagauz Türklerinin dili üzerine bir konuşma gerçekleştirdi. Kucur’a göre Sivil Toplum Kuruluşlarını, Türk Ocakları haricinde Gagauz Türkleri ile ilgilenmedi hatta onlardan haberdar dahi değildi. Buna rağmen Gagauz Türkleri Moldova’da kullanılan Moldovanca, Rusça, Romence dillerini değil kendi Gagauz Türkçelerini kullanmışlardır. “Gagauz Türkleri fistan, çember, peşkir, elma, kaynana sözcüklerini İstanbul Türkçesindeki şekliyle kullanıyorlar. 3 kasabadaki müzik okulları ile Gagauz Türkleri Türk müziklerini öğreniyorlar. Buna ek olarak da Anadolu köylerindeki gibi yatak ve yorgan yüklükleri yapıyorlar.” diyen Şamil Kucur Gagauz Türkleri’nin Türkiye ile olan kültürel bağlılığını kanıtlarıyla dinleyicilere aktardı.