Türk Ocağı Gençlik Kolları olarak vefatının 38. sene-i devriyesinde H.Nihal ATSIZ'ı andık. H.Nihal ATSIZ'ı yakınen tanıyan Osman Fikri SERTKAYA Hocamiz bize H.Nihal ATSIZ'ı ve eğer ATSIZ yaşasaydı Türkçü fikirleri doğrutusunda, Türk Dünyası üzerinde neler düşünebileceğini Türk Ocağı'nda anlattı. Osman Fikri SERTKAYA Hocamız Atatürk’ün H.Nihal ATSIZ için "Tam benim aradığım adam" ifadesiyle Atsız'ın Türkçü fikirlerini beğendiğini beyan etmiştir. Hocamız Atatürk'ün vefatından sonra Sabahattin Ali'nin başını çektiği sol bir grubun İnönü'yü de Türkçülere karşı kışkırttığını belirtmiştir. Osman Fikri Sertkaya H.Nihal ATSIZ'ı ilk okulu bitirdiğim yazında babamın hediye ettiği "Bozkurtlar Ölüyor" ve"Bozkurtlar Diriliyor" kitaplarıyla tanıdım diyor ve ekliyor; "H.Nihal ATSIZ kendisine hiçbirşey danışmamak şartıyla hayat hikayesini yazmama müsade etti." Kültür Bakanlığı Yayınlarindan yayınlanan NİHAL ATSIZ kitabını Osman SERTKAYA Hocamız hazırladı. Hocamız bu kitabı okuyan devrin CHP partisi senatörünün bir sözünü aktardı: "Biz Atsız' sadece ırkçı sandık ama şair,yazar,edebiyatçı Atsız'ı bu kitapla tanıdım". Hocamız , ATSIZ'ın vefatının 27. senesinde yazılmış bir mektubu okudu. Mektupta geçen şu cümleyi vurguladı: “ Atsız, toprak mi olmuştu? Hayır olsa olsa toprak Atsız olurdu.” Ayrıca Atsız'ın oğluna vasiyeti olarak ortada dolanan yazı safsatadan başka birşey olmadığını belirtti. Osman SERTKAYA, "Tanrı Türk'ü korusun!" diyerek konuşmasını bitirdi ve soruları yanıtladı.
İstanbul Türk Ocağı Gençlik Kollarının bu sene her ay periyodik olarak düzenleyeceği gençlik sempozyumlarının üçüncüsü “Türk Dünyasında Kadın” 29 Aralık Pazar günü 12.30’da İstanbul Türk Ocağı Gençlik Kolları Başkanı Barış Onur SARGIN’ın açılış konuşmasıyla başladı. Açılış konuşmasının ardından ilk oturumun başkanı Betül KARAVELİOĞLU tarafından yönetilmek üzere başladı. Birinci oturumun ilk konuşmacısı Anadolu Fakültesi İletişim Bilimleri Fakültesi mezunu Murat MUSLU "Türkiye'de Kadının Statüsü ve Toplumsal Cinsiyet" konulu sunumunu yaptı. Murat MUSLU, "Baba Beni Okula Gönder" ve "Kardelenler" gibi kampanyalar artırılması gerektiğini vurguladı. Murat MUSLU konuşmasını Hacı Bektaş Veli'nin "Bizim nazarimizda kadin erkek farkı yok. Eksiklik ve noksanlık senin görüşlerinde" sözleriyle bitirdi. İkinci konuşmacı, İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü Doktora Öğrencisi Dilek AKGÜMÜŞ "Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Siyasi Hayatımızda Kadın" başlıklı tebliğini sundu. Dilek AKGÜMÜŞ, Birinci Meclis döneminde kadının oy hakkının gündeme gelmesinin bile tepki çektiğini ve Hilmi Tunalı’nın bu tepkilere karşı çıkıp, vekillere annelerinizin kaderine tepki veriyorsunuz dediğini vurguladı. Dilek AKGÜMÜŞ’ün sunumunun sonunda konuşmacılar, dinleyicilerin I. Oturum ile alakalı sorularını cevaplandırdı. Konferansın I.Oturumu, oturum başkanı Betül KARAVELİOĞLU 'nun değerlendirme konuşması ile sona erdi.
SEYYİD AHMET ARVASİ’YE VEFA
DR. CEZMİ BAYRAM , “ MİLLETE HİZMET ETMEK , MAZERET ARAMAMAKLA OLUR. AHMET ARVASİ BUNUN EN AÇIK ÖRNEĞİDİR .”
Türk-İslam Ülküsünün mütefekkiri , yazar ve yayıncı Seyyid Ahmet Arvasi , İstanbul Türk Ocağında, 27 Aralık Cuma günü saat 18.00 ‘da düzenlenen bir törenle anıldı.
İstanbul Türk Ocağı Başkanı Dr. Cezmi Bayram başkanlığında , Türk Ocağı konferans salonunda gerçekleştirilen tören, Kur ‘an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Arvasi’yi anma törenine , Prof. Dr. Mustafa Çetin Varlık , Gazeteci Hüseyin Sarıkoç ,Hüdavendigar Onur ve MHP eski milletvekili Bozkurt Yaşar katıldı.
Türkiye’de sanat tarihinin kurucuları arasında yer alan Prof. Dr. Oktay ASLANAPA , İstanbul Türk Ocağında 20 Aralık Cuma günü saat 18.00’da düzenlenen bir törenle anıldı.
İstanbul Türk Ocağı Başkanı Dr. Cezmi Bayram başkanlığında , Türk Ocağı konferans salonunda gerçekleştirilen tören, Kur ‘an-ı Kerim tilavetiyle başladı.
Aslanapa için düzenlenen törene , Prof Dr. Ara Altun , Prof. Dr. Zeki Sönmez ve bazı aile yakınları katıldı. Törende konuşma yapan Bayram , Aslanapa’nın hem Türk fikriyatına hem de Türk Ocaklarına olan katkısına vurgu yaparak , şöyle konuştu :’’ Aslanapa ,vazife duygusu ön planda olan bir insandı. Vazifede süre tanımayan bir şahsiyetti. Ayakta durduğu sürece proje üretmiştir ‘’ dedi.
Türk Ocakları,ikinci yüzyılda milletimizin önüne,insanlık için yeni hedef koydu.Bu medeniyetimizin ihyası ile hayat bulacak olan ''Yeni Medeniyet Tasavvuru''nun va'zı ve tebliğidir.Türk mefkûresi daha Oğuz Kağan'dan itibaren bütün insanlığı kucaklar.İslâmi kabulümüzle, mefkûremiz,millî,islâmî ve insanî hususiyetiyle yine bütün insanlığa hizmeti esas almıştır.Gerek kadim medeniyetimizi anlamak,gerekse medeniyet tasavvurumuzu esaslarını ortaya koymak bakımından da tarih öğretimi önem arz etmektedir.
(Dr.Cezmi Bayram-İstanbul Türk Ocağı Başkanı-Avrasya'da Türk Dili ve Tarih Eğitimi Sempozyum Bildirisi Önsözü)
PROF. DR. MEHMET BAYRAKTAR , ‘’ TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ ‘Nİ AYAKLAR ALTINA ALMAK , ALLAH’IN İRADESİNİ YOK SAYMAKTIR. ‘’
İstanbul Türk Ocağı 100. Yıl Sohbetleri kapsamında 29 Kasım Cuma günü saat 18.00 ‘’ Ümmet Anlayışımız ‘’ konulu bir panel düzenlendi.
İstanbul Türk Ocağı konferans salonunda gerçekleştirilen panel , İstanbul Türk Ocağı Başkanı Dr. Cezmi Bayram’ın açılış konuşmasıyla başladı.
Panelde Prof . Dr. Mehmet Bayraktar , ‘’ Ümmet , millet , kavm ve din kavramları gerçek anlamlarını kaybetmiştir. ‘’ dedi. Bayraktar , bu kavramları yeniden düşünmemiz gerektiğini vurgulayarak , şöyle dedi : ‘’ Bu kavramlar tam zıttı anlamda anlaşılmaya başlanmıştır. Bozuk anlamlı kavramlar türemiştir. Kavm kavramı , var olmak , ayakta durmak anlamındadır.Kur ‘an , kavim kelimesini açıklarken o kavmin dinini ön plana çıkarmamaktadır. Ümmet kavramı da aynı soydan veya farklı soydan gelen insan toplulukları olarak açıklanır. Netice olarak Kur’an- ı Kerimde ümmet kavramında din ön plana çıkarılmaz’’ dedi.
TATSIZ BİR YAZI
Dr. Cezmi Bayram
Hayatımın hiçbir döneminde, “yanlış anlaşıldım” sözünü kullanmadım. Kullananları da pek ciddiye almadım. Her nefsin ölümü tatması gibi, ben de bu halden nasibimi alacakmışım.
Son yılların en önemli meselesi etnik bölücülük ve bundan kaynaklanan terördür. Her Türk milliyetçisi gibi ben de, bu yangının bir an evvel söndürülerek, enerjimizin ortaya çıkan büyük Türk Dünyası gerçeği ve imkânı ile, dünya şartlarını da değerlendirerek, Türkiye’nin dünyada tayin edici bir mevkie gelmesi için sarf edilmesi gerektiğine inandım. Bunun için düşündüm, konuştum ve yazdım.